13 Nisan 2015 Pazartesi

Öykü - ELİM - Yazan: Tülay Işıkdemir

Tülay Işıkdemir, öykü, hikaye, elim
Görsel Çizimi:Ersin Perk














     ELİM                       

   
Nerde kalmıştı ? Evet… Bu muhteşem tabloyu izliyordu. Etrafta bir sürü yüzün gürültüsü, kendisine bir sabah alarmı kadar anlamsız geliyordu. O, sadece izlediği sanat eserine odaklanmıştı.
  
    Renk ne kadar da kusursuzdu. Hiçbir fırçanın elde edemeyeceği bir karışım olduğuna inandı o an. Dokunmak istedi, acaba etraftaki onlarcası ne der, diye düşünmeden. Her bir dokusunu hissetti parmaklarında. Anlamaya çalışıyordu. Bir eser nasıl bu kadar güzel olabilirdi… Çizgileri öyle kesin, öyle yaşanmışlık doluydu ki; parmaklarını bu çizgilerde gezdirirken binlerce şimşek çaktı zihninde.

    Önce en belirgin olana dokundu. Buna dokunduğunda, kırk sekiz yıl önceye gitti. Bir parkın küçük gölü üzerine yapılmış tahta bir köprüdeydi şimdi. Saçları daha gür, daha canlıydı ve sesi daha az titriyordu konuşurken. İlerde, burnunu kollarına silen  bir çocuk onlara bakıyordu. İçinde garip bir heyecan vardı ve mutluydu ilk çizgide.

    Sonra, ikinci çizgiye; daha az belirgin olana dokundu. Bu kez otuz sekiz yıl öncesine götürdü, bu akıllara durgunluk veren güzellikteki tablo onu. Bir kalem vardı elinde; gereksiz abartılı, kocaman bir kalem. Tam karşısına baktı; saçları elindeki kalemden daha abartılı bir kadın, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle onlara bakıyordu. Çok gergindi, ama mutluydu ikinci çizgide de…

    Tabloya döndü tekrar. Birinin ağladığını duyduğunu sansa da, gözünü alamıyordu bu şaheserden. İlk bakışta ayırtına varabildiği çizgilerden en az belirgin olanına dokunuyordu şimdi. Üç saat öncesindeydi. Etrafında bir sürü yüz vardı ve o, bu muhteşem tabloyu izliyordu. Gözlerini ve ellerini ondan ayıramıyordu. İlk kez kırk sekiz yıl önce aynı renge ve canlılığa dokunduğunda ya da otuz sekiz yıl önce bu çizgileri hissettiğinde de heyecanı aynıydı. Fakat şimdi garip bir duyguydu büründüğü; hayranlıkla karışık bir yarım kalmışlık…

    Birinin ağladığını duyduğunu sansa da bakmamıştı o yana, biraz daha tadını çıkarmak ister gibi. Biri omzuna dokunuyordu ağzından zorla çıkan iki kelimeyi ona vermek için : Hastayı kaybettik.

    Şimdi, üç saattir buradaydı. Otuz sekiz yıllık kocasının, hayran olduğu elleri ter içinde kalmıştı.

Tülay Işıkdemir


2 yorum:

  1. Görsel için sonsuz teşekkür ederim... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çizene değil çizdirene bakmak lazım :)) Şahane öykün için ben teşekkür ederim, ellerine sağlık.

      Sil